Merhaba yeryüzü sakinleri,
Takvimler 1 Ekim 2020’yi, saatlerse İstanbul saati ile 00.05’i gösterdiğinde gökyüzünde bir dolunay meydana gelecek.
Bu 14 günlük süreç aslında yeni başlayan bir süreç değil. Mars’ın retro yapmasıyla 9 Eylül’den beri adım adım gelen, içimizde dalga dalga hissettiğimiz; bir gücün, yaranın, cesaretin, ‘ben’ diyebilmenin açığa çıkışı. Eril yanımız bizimle iletişim kurmak istiyor. Gücümüzü fark etmemizi istiyor. Gücün; vurmak, kırmak, bağırmak olmadığını, bağıranın aciz olduğunu hatırlatmak istiyor. Merkür’ün de akrepte ilerlemesi ile konuşmaktan, görmekten, düşünmekten imtina ettiğimiz şeyleri korkusuzca dile getirebilecek ve yüzleşebileceğiz. Eğer kendimizi ifade ederken sert ve kırıcı olursak kendimizden ve anlatmak istediğimizden uzaklaşacağımız bir süreçteyiz. Aynı zamanda yalanların, gizli saklı durumların ortaya çıkacağı bir Merkür retrosuna doğru ilerliyoruz.
Tarotta Güç kartı aslanın başını okşayan bembeyaz kıyafetli bir kadınla tasvir edilir. İçindeki dürtülerini tanıyan, en hayvani içgüdülerini dahi görüp kabul edebilen, aynı zamanda tatlı dille, şefkatle ehlileştirilmiş ormanların vahşi kralını bizlere anlatır. Öfke bulutuna kapılmak seni hiçbir yere götürmez ancak öfkeni izlemek seni kendine götürür. Nereye gidersen git, ne kadar kaçarsan kaç; öfken, arzuların, hırsların hep seninle olacak. Öyleyse onları yok saymak yerine kabul et. Onların seni neden sinirlendirdiğini, egona mı, cesaretsizliğine mi, yalnızlığına mı neye dokunduğuna bir bak. İşte esas güç budur. Kendimizi kabul edebilmek, vahşi yanlarımızı ve damarımıza basanın ne olduğunu görebilmek. Şironumuza dokunan bu dolunayda çoğumuz çocukluk travmaları, bireyselliği, ilişki ve aşkları ile ilgili yaralarını tekrar kanatacak. Çünkü şifanın kendimizde olduğunu ve bunu dışarıdan sağlayamayacağımızı hayat bize göstermek istiyor.
Bu süreçte; uzun zamandır içinde düşmanlık besleyen, bizi kavgaya çekmeye çalışan, içinde biriktirdikleri ile bizim enerjimizi çalmaya çalışan gizli düşmanlar ortaya çıkabilir. Önemli olan, cevap vermemek, uzak durmak, nefsi müdafaayı sağlayabilmektir. Kendi yolumuza bakabilmektir.
Bizi kışkırtan, manipüle eden, yetersiz ve güçsüz hissettiren şeylere karşı öfke besleyerek ani davranışlarda bulunmak bu sürecin en büyük gölge yönüdür. Kendimize dürüst olup ne istediğimize odaklanarak, canımızı yakan noktanın üstüne üstüne kendi içimizde giderek yaşadığımız şeyin idrakına ve şifaya ulaşabiliriz.
İlişkiler;
İlişkilerde ise hala alacak derslerimizin ve hesaplaşmamızın bitmediği kişiler gelebilir, onlardan haberler duyabiliriz veya bizim canımızı yakacak kişilere çekilebiliriz. Bu süreç aşkla tekamül sürecidir. Aşkı kendimize duymayı öğretecek, ben demeyi de hatırlatacak süreçtir. Dişil enerjinin geçtiğimiz Yeniay’da yükselmesi ile şefkat ve merhameti kendimize sunmayı hatırladık. Bu süreç; ilişki ve evliliklerde kendimizi keşfedip kimliğimizi ortaya koyacağımız süreçtir. Boşanmalar ve ayrılıklar, artık hayat yolunda birbirimizden öğrenecek bir şeyin kalmadığı kişilerle olacak ve ısrarla yola devam etmeye çalışmak daha can acıtıcı olacaktır.
Cuma gününden sonra bir ay boyunca ilişkilerimizde alma – verme dengesini kurma, koşullu sevildiğini düşünme, fazla eleştiri durumları söz konusu olabilir. Yine sevdiğimiz kişiye ince düşünceli jestler yaparak, ona hizmet ederek değerimizi göstermeye çalışabiliriz. Daha detaycı olduğumuz, daha zor beğeneceğimiz bir döneme giriyoruz.
Maddi konular;
Maddi anlamda ise Venüs’ün de Başak’ta ilerlemesi ile bir kıtlık süreci yaşanabilir, çalıştığımızın karşılığını yavaş yavaş alırız. Sağlık, hijyen ve düzen konularına harcamalarımız artabilir. Geçmişte alacağımızın olduğu kişi ve yerlerden paramızı tahsil edebiliriz.
Satürn ve Plüton’un ileri harekete geçişi ile artık disiplin ve sabırla ilerlediğimiz işlerin ödülünü almaya başlayabiliriz. İşlerimiz ve sorumluluklarımızdaki tıkanıklar daha akıcı hale gelebilir. Ancak otoriter konumlarla iş yerinde çatışmalara dikkat!
Ülkemiz ve Dünya;
Ülkemizde antares etkisinde olan ilerletilmiş harita ve dolunayda tetiklenen marsa baktığımızda, oldukça ateşli ve bir o kadar da agresif bir döneme girdiğimiz görülüyor. Mars’ın sınavı dürtü kontrolüdür. Ülke olarak sabrımızı sınayan açık düşmanlar olabilir ve sahip olduğumuz milli değerlere dil uzatıldığına şahit olabiliriz. 30 Kasım’a doğru dünya olarak savaş enerjisi gitgide kızışabilir. Risk almak için uygun bir süreç değildir. Azerbeycan ve diğer ülkelerdeki karmaşada gaz veya kimyasal kullanımı söz konusu olabilir. Azerbeycan ülke haritası olarak şuan güçlü konumdadır ve tıpkı Mars retrosunun gerektirdiği gibi nefsi müdafaa içindedir. Bundan 1,5 – 2 yıl sonra sınırlarını daha da büyüterek bu durumdan güçlü olan taraf olarak çıkabilir. İlerleyen yıllarda ise ırkçılığın yeryüzünde artışına, Balkan azınlıklarının isyanlarına şahit olabiliriz.
Sağlık;
Covid için en tehlikeli aylardan biri olarak görünen Ekim ayına yaklaşıyoruz ancak bu süreçte bunu fark etmeyip gerçekleri Aralık ayından sonra duyabiliriz. Kafa, kol, bacak kemiklerine, sakarlıklara karşı temkinli olmamız gerekiyor. Migren, baş ağrısı, göz ve böbrek sorunları bu süreçte yaşanabilir. İyi hissetmek için mutlaka yeşillik alanlara, bol oksijenli yerlere gidip sessizlikte zaman geçirmelisiniz.