Takvimler 14 Ekim 2019’u, akrep ve yelkovan İstanbul saati ile 00.07’yi gösterdiğinde göklerde Ay ve Güneş karşı karşıya gelerek Dolunay’ı meydana getirecekler.

GÖKTEKİ NE İSE;

*Güneş anın 4. evinde Terazi burcunda ve Ay anın 10. evinde Koç burcunda, 20 13′ derecedeler. Öncü burçlar, bitişler ardından başlangıçları işaret ediyor.

*Dolunay yöneticisi Mars, rahat edemediği Terazi enerjisinde.

*Plüto, anın 6. evinde, Gad, Satürn kavuşumunda ve Dolunay’a t-kare zorlu açı kalıbı gönderiyor.

*Jupiter ise Neptün – Lilith kavuşumu ve Juno ile t-kare açı içerisinde. Ay ile 120 derecelik açı yapıyor.

*Venüs ise Merkür ile beraber, Uranüs ile karşıtlık halinde.

*Su elementi oldukça baskın ve anın almuteni, yükselenin yöneticisi de olan Ay.

YERYÜZÜNDEKİ DE ODUR;

Sert bir dolunaya doğru ilerliyoruz. Yaşamımız bir tahteravallinin tam ortasında. Öyle bir denge kurmalıyız ki, hayatımızın hiçbir yanı savrulup uçmasın, bir anlık dürtü ile yere vurmasın. Kendimize ulaşma savaşındayız. Yanıyoruz, kendimize doğru. Bırakmamız gerekenlerle özgürleşiyoruz. Yangının ardında ilahi bir başlangıç var.

Bir bütündür yaşam, siyah ve beyaz, dişi ve eril, ying ve yang ile dualiteden oluşur. Öylesine hassas bir dengeye doğru ilerler ki; hem özünü yitirmez, hem de nötr olur, tıpkı benliğimiz gibi.

Venüs’ün 4 ayrı enerjisi vardır. Bunlar; uyum (armonia), tutku (eros), korku (phobos), öfke (deimos)’tur. Dolunay anında etki aldığı akrep enerjisini yeryüzüne yansıtır. Burada korku ve öfke yönü etkendir. Bu dönemde ilişkilerimizde büyük bir farkındalık ve dönüşüm enerjisi altına giriyoruz. Bu enerji öylesine derin ve öylesine hırçın ki; baskı, manipülasyon, güç savaşları, paranoya, geçmişten gelen kaygılar bizi zorlayabilir. Fakat unutmayalım, bu dönemde hangi duyguları taşıyorsak kendimizle yüzleşiyoruzdur. Karşımızdakine ve davranışlarına kızmadan önce bilmelisiniz ki o ne yapıyorsa sizi aynalıyor, bir yönünüzle sizi yüzleştiriyordur. Bu nedenle dönüşüm ve değişim önce kendinizden başlamalı, önce kendinizi sevmelisiniz. Savaşın yerine uyum, yıkıcılık yerine adaleti seçmelisiniz.

Venüs’ün enerjisini bu dönem; daha derin sevmeye, tutkuya, duyguları derin göstermeye kanalize etmelisiniz. İçinizdeki aşkın gözü kara yanı, ruhunuzu birbirine daha da bağlamalı. Öyle ki, onunla her anlamda bütün olup, onun ruhunda kaybolmalı. Derin ve güçlü sevmeli, adeta o olmak istercesine ve kendini kaybetmeden. Aynı zamanda; takıntılardan, intikam ve nefret duygusundan, aşırı uçlardan, ısrarlardan kaçınmalı. Değiştirmeden, zorbalık etmeden, onu o olduğu için kabul edebilmeli. Yasak elmadan uzak durmalı, zira Merkür akrep retrosunda tüm gizli ve yasak ilişkiler ortaya çıkabilir.

Uranüs özgürlük dürtüsüyle evinizin ön kapısını çalıyor, sevgi ve değer duygusu ise arka kapıda. Bir yandan özgürlük isteği bir yandan bir ilişki içinde olma ihtiyacı ağır basıyor. Dengeyi kurabilecek miyiz?

Gökyüzündeki eril enerji Mars, bizim bam telimize yani Şiron’a dokunuyor. Kendimiz için mücadele etmekten ne zaman vazgeçtik? Ne zaman bıraktık yaşamın iplerini? Hangi yaramız kanadı ve yaralanacağımızı bile bile neye doğru koştu ayaklarımız?

”Ay doluyor.
Seni sevmiyor birileri,
Birileri işini sabote ediyor,
Birileri yakıyor canını hiç acımadan,
Ekonomik dengeler sarsılıyor,
Zihin durmuyor,
İşler karışıyor,
Vücudunun bile dengesi bozuluyor ve;
Ruhunun, bedeninin, yaşamının sorunsuz işlediğini sandığın sistemi birden dağılıyor.

Çünkü; kendini sevmedin, bir bütün değilsin kendi içinde. O yüzden sunamadın sevgini, sen kendini sevmedin ve az bulduğun bu değer frekansını kendine çektin. Önce kendine değer ver.

Çünkü; ihmal ettin, dikkat etmedin kendine. Kim bilir hangi sorumsuzluğun, hangi travman, hangi aşamadığın duygun hasta etti bünyeni. Bozdu dengeni.

Çünkü; içindeki cesur lideri, özgüvenini ortaya çıkartmadın. Sustun. Seyrettin. Çaba harcamadın ve iş yerinde düzen değişti. Haklı ve haksız kim çok iyi biliyorsun. Vicdanın sesleniyor. Dinle.

Şefkatin ve fedakarlığın, bencilliğin ve özgüvenin, fazlası da azı da zarar, göremedin.

Parayı güç saydın ve duygularını göstermek için önce maddi olarak güçlü olman gerekiyor sandın. Oysa kalbindi güçlü olması gereken ve değer duygusunu yaşamına çektikçe beşeriyet de zaten gelecekti bir yerden.,,

Yaşamda her şey bir hak ediştir. Her şey önce kendimizden başlar. Dengeyi bozan, yanlış yola sapan bizsek, dengeyi yeniden kurmak adına elimizden geleni yapmak zorunda olan da biziz. Zira biz yapmazsak sistem bize bunu daha sert yaptıracaktır. Gereken dersleri çıkartmadıysak, Satürn’den iki yıldır öğrenmediğimizi Plüto yıkacaktır. Otorite çatışmaları, yaşlı eril bireylerin vefatı, saldırı ve savunma hattı hayatın her alanında yaşanacaktır.

Biz hangi yönümüzü çok beslersek, onun zıttını yaşamımıza çağırırız. Neyi bastırırsak, onu öğrenmek için de yaşamımıza çağırırız. Neden bu kadar savunmacı ya da neden bu kadar saldırganız? Neyden korkuyoruz? Aslında sadece kendimizden.

Kendimizle yüzleşmemize ayna tutan dolunay ışığında suretimizle karşılaştığımızda, içimizde neyi öldüreceğiz, kendimizi yeniden doğurmak için? Ve bu doğum sancısı bize hangi hayat sınavından gelecek? Hangi yolla yok oluyoruz, dönüşmek için?

Toplumda;

*Doğduğumuz coğrafya kaderimizdir. Ülkemizin tepe noktasındaki Ankaa yıldızı doğmak için önce yanmamız gerektiğini anlatır ve biz yandıkça güçleniriz. Dolunay, ülkemizin doğum haritasında çok hassas yerlere dokunuyor. Bitiş ve başlangıç enerjisini yeni harekatta görüyoruz. Baten Kaitos yıldızı askeri enerjiye destek veriyor. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve siyasal dengeler değişecektir. Yükselen, ülkemizin yükseleninde. Ay, Şiron’da. Venüs, Güneş’te. Müttefikler, sınırlar tetikleniyor. Şimdi dengeyi kurmak adına bireysel yaşamımızda yaptığımızı toplumsal olarak da yapacağız. Benliğimiz için yapmamız gereken ne varsa yapmak zorunda olduğumuzu gösteriyor gökyüzü. Kendimizi korumak adına mecburduk. Ve atılan adımlar esasında 2020 sonuna atılmış adımlardır. Adım adım tırmanan olaylar bizleri 2023 yılındaki büyük değişime hazırlamaktadır. Merkür retrosunun da etkisiyle Kasım ayında ekonomi oldukça dalgalanacaktır, kesinlikle fuzuli harcamalar yapmayınız. Mars’ın Terazi enerjisi dengeleri bozarken, dünya liderlerinden tuhaf ve durmadan değişen kararlar duyabiliriz. Sirius etkisindeki Plüto’muza karşıt olan Plüto ve Satürn, ülkemizin imajını baskı altına alırken, Merkür’ü kareleyişi ile anlaşma ve sözleşmelerde manipülasyon ve güç savaşlarını işaret etmektedir. Dünya’yı manipüle edeck güçler ve yanımızda olmayışına şaşıracağımız coğrafyalar olsa da, isyanlar, dengesizlikler artsa da, biz bir oldukça yok olmayacak, dönüştükçe güçleneceğiz. En az zararla sonlanması ve bütünün hayrına olması dileğiyle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir