Merhaba yeryüzü sakinleri,

2021 yılı hepimiz için bir başlangıç yılı olacak. Bireysel ve toplumsal yaşamlarımızda adeta devrimi yaşayacağız. İsyan etmek ve aykırılık yerine; özgünlüğü, yeteneklerimizi ortaya çıkartmalı ve kendimizi farklılıklarımızla kabul etmeyi öğrenmeliyiz. Herkesin kendi kendinin lideri olacağı, yaşamlarının sorumluluğunu alacağı, adeta hümanist bir bilim kurgu filminin içine çekileceğimiz bir döneme ilerliyoruz.

Bu yılın enerji değişimini en uzun gece olan 21 Aralık 2020’den itibaren yaşamaya başlayacağız. 200 yıllık hava sürecine başlarken uzun bir süre hava ve su elementleri gökyüzünde hakim olacak ve 2338den itibaren de ateş elementini deneyimleyeceğiz. Dolayısıyla şimdi değişimi gerçekleşecek olan; toprak, köklenme, para, kapitalizm, üretim konuları uzun bir süre gündemimizde olmayacaktır. 1988’de başlayan materyalist döngü bu yıl gerçekleşecek değişimlerle 2032 yılında son bulacaktır.

Konumuz bu yıl  ‘insan ve bilinç’. Bilinçaltımızdaki kaosu susturup, korkularımızın ve yaşadıklarımızın kaynağını bulup tüm bunları ‘bilinçli aklımızla’ yönetebilmek, kendimize ‘doğru bilgi’yi katabilmek.

Bu yıldan itibaren kültürler, liderlik kavramları, ilişkiler de değişiyor. İlişkilerde saygı ve bireysel alan ile entelektüel paylaşımlar önem kazanıyor. Yeni frekansa uyumlanırken dünyanın tıpkı bir bebek gibi doğuşuna şahit oluyoruz. Onu nasıl büyüteceğimiz elimizde. Bu yıl doğacak olan özel bebeklerin ise; bireyselleşmesine, çok yönlü olmasına, bilimle ilgilenmesine izin vermeliyiz. 

Bu yıl kavuşum yapacak olan Satürn ve Jupiter’e, Uranüs hatta Ocak ayında Mars birlikte kare açı yapacaklar. Bu açılanma gerilim demektir ve bizi harekete geçirir. Bu harekete geçiş yeryüzünde; depremleri, isyanları, beklenmedik ani durumları, liderlerle ilgili şok edici değişimleri, ani ekonomik değişimleri, ciddi kısıtlanmaları, yasakları getirebilir. Dini çatışmalar, ırkçılık, eğitim, sınırlar gündeme gelebilir. Bireysel anlamda da isyan yerine özgünlüğümüzü keşfetmeyi deneyimlemeliyiz. Değişimlere açık olmak çok önemli olacaktır. Bu süreci en çok; Ocak ve Şubat aylarında hissederken, 15 Haziran ve 24 Aralık da göze çarpmaktadır. 

Ocak ayında gerçekleşecek olan Plütonik 13 Ocak Yeniay’ı ile beraber Mars’ın bu süreci tetiklemesi yaşamlarımızdan sağlıksız olanı ne yaparsak yapalım çıkartacak ve bakış açımızı değiştirecektir. Her şeyin daha sağlam hale gelmesi için bu süreci deneyimleyeceğiz. Aynı etkinin devam edeceği Şubat ayında ise Merkür retro harekete başlayacak. Merkür Retro’sunda son yapılanmanın üstünden geçme fırsatı bulacağız. İsyan, kısıtlanma ve yenilik, özgürlük temaları paralel olarak büyüyecekler.

Mart ayında daha çok ilişkileri konuşuyor olacağız. Sağlam evlilikler daha kalıcı hale gelirken 28 Mart Dolunay’ından sonra boşanmaları da çok duyabiliriz. Özgün yanlarımızı ortaya koyma ve süreci aydınlatma fırsatını en çok Nisan ayında bulabileceğiz. 23 Nisan tarihinde maddi konular ve ilişkiler hususunda ani olaylar olabilir ve kadın isyanlarını, kadınlarla ilgili konuları daha çok duyabiliriz. 

Mayıs ayında 27 Temmuz tarihine kadar Balık burcunda ilerleyecek olan Jupiter’i en çok 26 Mayıs tutulmasında hissedeceğiz. Tutulma 30 mayıs, 1 haziran, 26 temmuz, 7 ağustos tarihlerinde tetiklenecektir. Satürn’ün de retroya başlayacağı bu ay; ilk ayları değerlendirecek ve ne kadar değiştiğimizi fark edeceğiz. Eski yargılardan kurtulmak ve bakış açımızı genişletmek bu ay çok önemli. Dünya’da din ve eğitim konuları çok konuşulabilir. Covid konusunda önemli gelişmeler yaşayabiliriz. 

10 Haziran tarihinde meydana gelecek Güneş Tutulması’na Merkür retrosu eşlik ediyor. Geçtiğimiz yıl hep su grubunda olan retrolar duygusal konuları ön plana çıkarırken bu yıl hava elementinde retro yapacaktır. Aklı ve bilgiyi sorguluyoruz. Bu sorgulama sürecinde yeniliği, bireyselliği ve özgürlüğü seçmek önemli olacaktır. Yaşamın işaretlerine kulak vermemiz gereken, beklenmedik buluşların olacağı bir dönemdeyiz. Parlak fikirleri hayata geçirmeliyiz. 

Yılın son Merkür retrosu Ekim ayında gerçekleşirken konumuz; insan ilişkileri, adalet, denge ve yasalar olabilir. Plüto ile kare yaparak retroya başlayacağı için iletişim şeklimiz oldukça değişecektir. Kasım ayı oldukça sert dönüşümlerle bizi olgunlaştırırken 19 Kasım tarihinde de bir Ay Tutulması deneyimleyeceğiz. Bu tutulma 9 yıl sonra ilk defa Boğa – Akrep aksında gerçekleşecek. Dolayısıyla sabit düzenin değişimini en çok burada hissedeceğiz. Algol yıldızı; gaddarlığı, gücü kötüye kullanmayı, şiddeti, boyun ve boğaz bölgesi hastalıklarını, kesilmesini, depremleri tetikleyebilir. Gücünü iyiye kullananlar korunurlar. 

Hümanizmi en çok açığa çıkartmamız gereken Aralık ayında yeryüzünde aydınlık ve karanlık bariz biçimde büyüyecektir. Fikir, din, kültür çatışmaları, tutuklamalar, yasalar, değişimler, icatlar, alt üst olan ülkeler ve azınlık isyanları yıl genelinde etkili iken yıl sonu daha bariz ortaya çıkabilir. Hayatı, ilişkileri ve geleceği idealize edip kalıplara sokmak hayal kırıklıkları yaratabilirken, evrene teslim olmak ve bütünlüğü hissedebilmek, saf sevgide kalabilmek kurtarıcımız olacaktır. 4 Aralık tarihinde yılın son Güneş Tutulması gerçekleşirken aynı zamanda yılın en iyicil tutulmasıdır. Ardından 19 Aralık’ta Venüs Oğlak burcunda retro hareketine başlayacağı için maddi konularınızı bu tarihten önce halletmelisiniz. Venüs bizlere ilişkilerde sınır çizmeyi ve kıtlık bilincini deneyimletebilir. 29 Aralık’ta yeniden Balık burcuna geçecek olan Jupiter ile şans etkisi büyürken aynı zamanda yargılarımızı son kez gözden geçiriyor olacağız. 

Hepinize keyifli, mutlu, sağlıklı bir yıl diliyorum!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir