Herkese merhabalar,
Bir devir kapanırken hep beraber tarihe tanıklık ediyoruz. Hava çağına girmiyoruz ancak bizler, hava çağının temellerini atıyoruz. Bu kadar retro ve sert enerjiler eskiye dair her enerjinin ve konunun bireysel ve toplumsal alanda çözülüp defterlerin kapatılması için yaşanıyor. Yeni medeniyetlere doğru ilerliyoruz.
Büyük gezegenler Satürn ve Jupiter aslına bakarsanız 20 yılda bir zaten kavuşurlar. Bu yıl yaşanacak kavuşumun önemi, 200 yıllık hava elementi ile ilgili süreci başlatmasıdır.
Teozofinin kurucusu Madam Blavatsky’a göre insanoğlunun yolculuğu 7 kök soydan oluşuyor ve 7. soyun 7. basamağı da bittiğinde ya kıyametin kopacağına ya da boyut değiştirileceğine inanılıyor. Astral ya da eterik soy, Hiperborealılar, Lemuryalılar, Atlantislerden sonra bizler Aryanlar soyunda ve 5. basamaktayız. Her 7 basamak bittiğinde yeryüzünde bir tufan ya da felaket yaşanmıştır. Ve her basamağın 5.,6.,7. süreçlerinde yani bizim de dahil olduğumuz süreçte yeni basamaktan medeniyetler kurulmaya başlanmıştır. O nedenle süreçler sancılı ve büyük değişimlerle geçmiş, doğal seleksiyonda yeniye uyum sağlayabilenler ayakta kalmışlar.
Bizlerin de yaşadığı bu güçlü süreçler akıllara yeni döneme doğru ilerlediğimizi getiriyor. Bir de dikkatimi çeken, her son basamaklarda tüm medeniyetler güçlerini veya teknolojiyi kötüye kullanmakla sınanarak telef oluyorlar. Bu medeniyetlerin dünya dışı varlıklarla iletişim kurabildiği, yüksek teknolojilere sahip olduğu söyleniyor. Evrim içerisinde yeteneklerimiz ve kadim bilgilerimiz gerek kıtaların batması gerekse İskenderiye kütüphanesi gibi yazılı kaynakların yakılması ile yok olmuştur. Şimdi ise esas doğamıza dönüş sürecindeyiz.
Bizler 5. basamaktayız ve 6. basamak biterken tek dünya, tek devlet, hümanizm ve makro insanın var olacağı, ego, kibir gibi 3. boyut konuların yok olacağı, yeni enerjilerin var olacağı söyleniyor ve bu durum bahsi geçen Hava Çağı’nın temalarıyla örtüşüyor.
Gök ve yer eşzamanlılıklarla senkronize hareket eder. Bizler bu bilgilerin doğruluğunu büyük gezegen geçişlerinin istatiksel verilerine bakarak doğrularız.
Bugüne kadar; 1425 – 1663 yılları arasında su elementinde, 1663 – 1843 yılları arasında ateş elementinde, 1842 – 2020 yılları arasında toprak elementinde kavuşumlar yaşandı. Toprak; güvende olmak, değişimlere daha kapalı olmak, hayata daha metaryalist ve somut bakmaktır. Şimdi yaşadığımız sürecin zor olmasının sebebi, değişimlere direnç gösteriyor oluşumuzdur.
Şimdi hava elementinde yaşanacak olan bu yeni dönem, kısa süreliğine 1981 – 2000 yılları arasında da yaşanmıştır. Hatırlarsanız cep telefonu, internet ve bilgisayar konuları hızla gelişmişti, yeni anayasa, evlilikler gündemdeydi çünkü kavuşum Terazi temalarında idi. Açıkçası 2338 yıllarına kadar incelediğimde tüm kavuşumların hava ve su elementinde olduğunu, 2338’de ateş elementinde olduğunu gördüm. Demek ki; para, ekonomi, üretim gibi konularda şuan Uranüs’ün de yarattığı devrimle uzun yıllar bu konularla uğraşmayacağız. Konumuz; zeka, bilim, insan ve evren, su, su kaynakları, mistisizm, sezgiler, inançlar, maneviyat olacaktır.
Daha önce Kova dönemlerinde; (610 – 630) Hz Muhammed’e vahiy gelişi, İslam takviminin başlangıcını, (1226 – 1246) Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han’ın ölümünü, (1285 – 1305) Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunu, (1345- 135-65) Veba salgınını görüyoruz. Yani din, devletler, bir ülke liderinin vefatı, yeni sınırların çizilmesi, insana dair konular ön plandadır.
Pek çok kültür ve medeniyette önemli rolü olan Kartal simgesi ile ilişkilendirilen Altair yıldızı bu süreci başlatan yıldız olacaktır. Bu yıldız; bilgelik, güç, yükselme, dönüşüm anlamına gelmektedir.
Kova sürecinin haritasına baktığımızda; Uranüs karesi ilk olarak dikkatimi çekiyor. Uranüs; özgürlüktür, devrimdir, değişimdir, isyandır, yenidir. Kare ise değişime direnenlerin olacağını, Lilith bu değişimin kadınlarla, dişil enerji ile, sanatla, yaratıcılıkla geleceğini gösteriyor. Kadınlar ve sanatçılar oldukça ön plana çıkabilir. Lilith bilinmeyendir, gizemlidir, aydınlık sandığımızın karanlık çıkmasıdır. Bu süreçte kötü niyetli topluluklar da türeyebilir. Çocukların doğumlarında düşükler olabilir, kadınlar doğumlarla ilgili zorluklar çekebilir. Ay ise Balık burcunda ve Scheat yıldızı ile kavuşumda. Yani manevi konulara eğilim artacaktır, bahsettiğim kadim yeteneklerimiz yeniden uyanışa geçecektir, ilahi bilgiye, evrene yöneleceğimizi göstermektedir. Baktığımızda hiç ilgisi olmayan insanların bile; astroloji, enerji çalışmaları, meditasyonlarla ilgilenmeye başladığını görüyoruz. Ancak Scheat aynı zamanda; intiharlar, toplu ölümler, denizler, boğulmalar, tutuklanmalar, su sorunları, kıtlık ile de ilgilidir. Pek çok halkın isyanını, pek çok birliğin dağılışını görebiliriz. Özellikle; Balkan azınlıklarında isyanlar olabilir.
Ay düğümleri ise çıkış anahtarının; bilgi, doğru iletişim, dogmalardan, yargılardan ve fanatizmden sıyrılmak, yeni bilgilere açık olmak ve çok yönlü olabilmek olduğunu vurguluyor.
Bu süreçte en çok ön plana çıkacak ülkeler; Azerbaycan, Ermenistan, Makedonya, Kosova, Moldova, Ukrayna, Bulgaristan, Türkmenistan, Çin, Almanya, Rusya, Sırbistan, Hindistan, Mısır, İspanya’dır. Aynı zamanda basamağın 6. medeniyet süreci için Amerika, Avustralya ve Brezilya’nın da ön plana çıkmasını beklerim.
Ülkemiz için ise; ülkemizin 8. evinde ilerleyecek bu kavuşum, finans, dış kaynaklar ve borçların önemli olduğunu, aynı zamanda halk hareketleri, sosyal gruplarla ilgili değişimler, meclis içinde değişimlerin görülebileceğini gösteriyor. Ülkemizin imajı dünyada çok daha fazla ön plana çıkacaktır. Ekonomik anlamda askeri güç, donanma ve gazlar önemli olacaktır. Bireysel anlamda halk bu süreçte zorlanmaya devam edebilir. Depremler açısından da bu yıl özellikle Mart ve Ekim ayları olmak üzere sarsıntılar olabilir ancak bizler zaten deprem ülkesinde yaşıyoruz, her zaman tedbirli olmalıyız.
Ülkemiz 2025 yılı itibariyle manevi konularda önemli adımlar atacaktır. Astroloji ekolleri, mistik konular, ezoterik öğretiler bizden dünyaya geniş çapta yayılabilir. Rusya da bu konuda önemli gelişmeler elde edebilir. Esas ilerlemeyi 2025 yılından sonra görebiliriz. Bu süreçten itibaren Amerika’da iç savaşlar meydana gelebilir.
2023 – 2043 yıllarında Plüto’nun da Kova burcunda ilerlemesi ile; o sürece kadar yaptığımız teknolojik çalışmalar, gelişmişlik seviyemiz, teknolojiyi ne için kullandığımızla yüzleşebiliriz. Dönüşüm, mutasyon, DNA ve yapay zeka çalışmaları, uzayla ilgili konular büyük oranda ön plana çıkabilir. Evrenle ilgili çok derin ve reform niteliğinde bilgiler edinebiliriz.
Bu süreçte ilk Satürn döngüsünü yaşayacak ve en zor zamanlardan birinde doğmayı seçmiş olan 1991 nesli, oldukça ön plana çıkacaktır. 90’larda doğanların ise geçtiğimiz tutulmalarla yaşadığı açılımlar, onların ön plana çıkmasını, onların zamanının geldiğini göstermektedir.
Ülkemiz ve Dünya için yaşanacak dönüşümlerde ‘biz’ diyebilen kazanacaktır. Bütünün hayrına olması dileğimle.