Takvimler 24 Ekim 2018’i, akrep ve yelkovan 18.45’i gösterdiğinde, göklerde Ay ve Güneş karşı karşıya gelecek, DOLUNAY’ı meydana getirecekler. Dolunaydan en çok; Aslan, Akrep, Boğa ve Kova burçları etkilenecek.

Gökyüzüne Baktığımızda;

*Ay Boğa burcunda, Güneş ise Akrep burcunda, 01 13’ derece. Haritanın 6-12 aksındalar.

*Ay, Uranüs ile kavuşum halinde, Mirach sabit yıldızı ile birlikte. Güneş ise Retro Venüs ile tam karşıda.

*Dolunay, Düğümlerle beraber Karmik kare oluşturuyor.

*Anın almuteni şaşırtmıyor; Retro Venüs.

*Satürn, Dolunay’a iyicil açılar yolluyor.

*Anın yükseleni İkizler ve yöneticisi Merkür Mars ile kare. Jupiter Akrep ile kavuşumda. Şiron Jupiter 120’liği mevcut.

*Ateş elementi neredeyse hiç yok ve Su elementi baskın.

Yeryüzüne Baktığımızda;

Bir iç sıkıntısı, göğsünde bir baskı, tenin bile acıyor, kıyamet kopacak sanki. Bir şey yaklaşmakta yavaş yavaş ve ne olduğunu bilemiyorsun. Kötü bir his yalnızca. Hayatı kontrol edemediğini nihayet fark ediyorsun. Karmanın ayak sesleri. Yazın esen sert rüzgarlar geçti ve bitti sanarken, aslında yalnızca fragmanı yaşadığını fark etmek zamanı şimdi. Geçmişinden ders aldın mı?

Ağlamak geliyorsa içinizden ağlayın, salın ruhunuzdaki ölü toprakları, serbest bırakın. Uçmanıza engel olan, eteklerinizden tutan ne varsa karışacak göklere. Hayatta her şey değişir. Evren, notumuzu dağıtıyor. Aşırı olan ne varsa törpüleniyor.

Boşlukta ruhumuz salınırken, bir şeye başlıyor, bir şeyleri bitiriyoruz. Yine de yolun ortasındayız sanki. Ve cevaplar dolunay ile geliyor. Birden bire, sanki bir elektrik sıçraması gibi, bir şok gibi, bir şimşeğin çarpması, birden zamanın hızla geri sayıma girmesi gibi. Ve güzellikler sunduysak, sınavlarımızı adil verdiysek, mucizeler ve ödüller ile. Ruhumuzu arındırıp temizlerken, belki en gerekli deneyimlerin olduğu sulara ayaklarımızı uzattık. Venüs retroda ilerledikçe, düğümler 8 Kasımda değişince, Ocak ayında tutulmalar yaşandıkça ruhumuz karışıp gidecek o engin okyanuslara.

Kimileri af diliyor, kimileri boşanıyor, kimileri sağlıkla uğraşıyor, kimileri işten çıkıyor. Dolunay fısıldıyor; hayatta hiçbir şeye asla dememek gerek, hiçbir şeye sıkı sıkıya bağlanmamak gerek. Sen kopamam dedikçe Şiron seni bekliyor. Hayatta bağımlılık geliştirmemen ve keskin konuşmaman için önce senden bağımlılıklarını alıyor. Bu hayatta hiçbir şey kalıcı değil ve hiçbir şeysiz kalmamak için sadece ruhumuz ‘her şeyimiz’ olmalı, dolunay bunu çok sert bir şekilde anlatıyor.

Peki sen şimdi yaşadığın çıkmaz sokakta sebepleri sorguluyor musun? Ne istiyorsun? Neden aynı şeyleri yaşıyorsun? Kim bilir nerede hata yapıyorsun da hayatının film şeridi hep benzer karelerden oluşuyor? Döngüyü kırmanın zamanı gelmedi mi? Kendimiz ne isek çevremizde kılıktan kılığa kendimizi görüyoruz aslında. Birinin canını yaktığın günle şimdi yaşadığın iflas veya ihanet arasındaki bağlantıyı neden kurmuyorsun? Öfke görüyorsan içindeki öfke ile sevgisizlik görüyorsan açmadığın sevginle yüzleşiyorsun.

Rüyalarımız birer hayat pusulası, mümkünse uyandığımızda gördüklerimizi yazalım, evrenin hiçbir sembolünü es geçmeyelim. Bize bu puzzle parçalarının anlatmak istediği bir şey var. Sezgiler açık, ilham perileri omzumuzda, sanat ruhumuzda.

Gerçekler bir şişe gibi su yüzünde bugünlerde. Hudutsuz nehirlerle son sürat ayağına geliyor! İçindeki notu okumayı unutma. İhanetler, yalanlar, saklanan sırlar Dolunay ışığı ile parıl parıl. Kime güvenmeyeceğini daha iyi biliyorsun artık. 31 Ekim sonrası Venüs Terazi ile ilişkileri ve hukuksal konuları zorlarken, 15 Kasım – 2 Aralık tarihleri arasında da geçtiği noktaları yeniden geçerek geride hiçbir görülmemiş hesap bırakmayacak. İlişkiler büyük güven ve sabır testinden geçerken, yalnızca gerçek sevgi ayakta kalacak. İçine; taktik, yalan, değersizlik, kıskançlık, bencillik, baskı ve öfke bulaşmış ilişkiler bir bir ayıklanacak. Gizli yaşanan aşklarsa artık gizli kalamayacak.

Mars- Merkür karesi bir yandan ‘ben özgürüm’ dedirtirken diğer yandan karşımızdakini boğuyor. Sevgiyi öfke ile ifade etmek ise yalnızca Dolunay’ın bir tuzağı. Bu dönemde zorlamayan, ılımlı ve sakin olan, akışta kalan kalbini koruyor. Kıskançlık duygusu yerine derin sevgiyi yaşayabilen ancak mutluluğu tadıyor.

Ve lüks harcamaların bedeli, ödenmemiş borçlar, finansal konular artık bir düzen bekliyor. Evren aşırıyı sevmez, harcamalar dengeleniyor. Yolculuklarda ani sıkıntılar yaşamak mümkün, o nedenle tedbirli olalım. Ama en büyük tedbir çocuklar ve kadınlar için. Güvenmediğimiz insanlarla güvenmediğimiz yerlerde olmamalı ve mümkünse tek kalmamalıyız bu dönemde.

Diyet ve egzersiz yapmalı, yediklerimize çok dikkat etmeliyiz. Kadın hastalıkları, boğaz enfeksiyonları, idrar yolu sıkıntıları, boyun düzleşmesi, tiroid, guatr gibi hastalıklar nüks edebilir, önlemlerimizi alalım. En çok kadınlar zorlanacaklar.

Sert esen Dolunay rüzgarı, aslında ardından gelecek olayları bizlere yalnızca fısıldıyor. Şimdi yaşanılan olaylar ne olursa olsun; düşünmek, tekamül etmek, gereken dersleri almak ve ilerlemek gerek. Aslında içimizde hepimiz sebepleri biliyoruz. Ve bu dönem giden, biten her ne ise farkındalık için bizimle, ruhumuz daha da arınsın diye. Işığınız, hayalleriniz, içinizdeki sevgi daim olsun, kimsenin renklerinizi soldurmasına izin vermeyin ve sevdiğiniz şeyleri hırpalayarak kaybetmeyin. Kendiniz olmaktan da vazgeçmeyin. Evinizden uzaklaşmıyorsunuz, ait olduğunuz yere gidiyorsunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir