Takvimler 28 Eylül 2019’u, akrep ve yelkovan İstanbul saati ile 21.26’yı gösterdiğinde göklerde Ay ve Güneş kavuşarak Yeniay’ı meydana getirecekler.
Yeniay, Terazi burcunun 5 20′ derecesinde, 5 . evde meydana geliyor. Yeniay yöneticisi Venüs ve Yükselen yöneticisi Merkür kavuşumda, düğümlere t-kare açı gönderiyorlar. Merkür, Spica’dan etki alıyor. Kare açıya Güney ay düğümündeki Satürn ve Plüto da eşlik ediyor. Mc – asc – yeniay hava üçgeni mevcut. Şiron, Yeniay’a karşıt açı gönderiyor. Uranüs ise 150’lik açı yapıyor. Hava elementi oldukça baskın. Anın scout’u Mars ve Uranüs, mücadele ve ani olayları beraberinde getiriyor. Almuten ise, karmanın lordu Satürn.
Hayat denge üzerine kuruludur, yaşamı her şeyin mucizevi biçimde birbirine bağlı olması ayakta tutar. Bir şeyin aşırılığı gölge yönünü yani zıttını besleyeceğinden bu durum tüm dengeleri bozar ve enerji yıkıcı olabilir. Hayat, görebilen için; uyumdur, ahenktir, sanattır. Hem bir olabilmek, hem de biz olabilmek ve her ikisini de özünü besleyerek yapmaktır.
Yeniay, Terazi enerjisi ile meydana geliyor. Terazinin bir kefesinde sen varsın, bir kefesinde; acıların, umutların, zorluklar, geçmişteki yaralar, haksızlıklar. Geçmişe dönüp baktığımızda oradan ders alarak ilerleyeceğimiz pek çok şey var ancak orada takılı kalmamak şartıyla. Satürn son kez güney ay düğümü ile kavuşurken kadersel bir ders geride kalıyor. Karma işliyor; çocuklar, mahkemeler, evlilikler, iş yerinde uğranılan haksızlıklar üzerine. Adalet yerini bulacak, şayet haksızlık yapmadıysak, güç gösterisinde bulunmadıysak, kalbimizi koruduysak. Ama eğer adaletsiz davranan biz isek, geçmişteki davranışlarımız şimdi isteklerimiz önüne set koyuyor.
Ailemizde, işimizde, ilişkimizde, çocuklarımızla ilgili konularda tıkanıklık yaratan ne varsa, desteği kendi içimizde bulmalıyız. Sorunlar maddiyat kaynaklı veya değersizlik duygusu ile ilgili olabilir. Maddi kaygıya düşmek bizi bir belirsizliğe sürükleyecektir. Yaşamımızın ipleri ellerimizde. Bu alanlarda koruyucu olmalı, hayallerimizin peşinden koşmalıyız. Kendi maddi manevi değerlerimiz her ne ise onları muhafaza etmeli, dışardan destek beklememeli, sınırlarımızın ihlal edilmesine izin vermemeliyiz. Kendi ayaklarımız üzerinde güçlü biçimde durmaya çalışmalıyız. Yaptığımız fedakarlıklar ise benliğimizi yitirircesine olmamalıdır. Emekle kurduğumuz yapı, asla yıkılmayacaktır tabi yıkıcı olan biz olmazsak. Cümlelerimizin yaralayıcı olmamasına, fevri çıkışlar yapmamaya gayret etmeliyiz.
Şimdi terazinin diğer kefesinde esasen bir ayna olduğunu fark ediyoruz, bizi yaralayan. Kıyas enerjisiymiş aslında bizi yiyip bitiren. Kendimizi yetersiz hissetmekmiş, böylece duygulardan uzaklaşmakmış. Ruhsal alanda en derine inmeliymiş insan, bugünlerde delirdiğini dahi düşünse de. Kendi değerini kendi içinde bulmalıymış. Ona haksızlık eden insanlara aslında o izin vermiş, onu sevmeyen kişiler aslında onun kendini sevmediği aralıktan içeriye sızmış, hayranlık duyduğu veya aşağıladığı ne ise kendi içinde olan bir yönüymüş. Kendisini diğer insanlara benzetmeye çalışmakmış ruhunu yaralayan. Ne özünden vermeliymiş insan, ne de çok bencil olmalıymış.
Denge ve orta yolu bulmanın önem kazandığı bugünlerde her alanda uzlaşmacı olmak, naif olmak, kendimizi bütünüyle sevmek, alınganlıklardan uzak durmak, güç ve manipülasyondan uzak durup bunun kendimize yapılmasına da izin vermemek çok önemli. Güzellik, bakım konuları için de iyi enerjiler barındıran bugünlerde, iyi hissetmek için bilinçaltımız bize bir şeyler yaptırabilir. Uranüs etkisiyle, beklenmedik süprizler sunabilir hayat.
Yeniay Zaniah sabit yıldızının enerjisini yeryüzüne yansıtıyor. Bu yıldız oldukça şans verir ve koruyucudur. Yeniay ile beraber içimizdeki yaratıcı ve sanatsal yönü ortaya çıkartırsak, oldukça başarılı sonuçlar elde edebiliriz. Aynı zamanda çocuk öyküleri yazmakla ilgilidir. Bırakın içinizdeki ilham sanata dönüşsün.
İçimizdeki ilhamla, kendi hayallerimizi mümkün ve gerçek kılabiliriz. Yaşama tutunarak, sevgimizi kendimize ve çevremize sunarak, kalpleri mutlu ederek hayatımıza anlam katabiliriz. Yaşamla beraber ilerlediğimizde, bir an bile anı bırakmadığımızda, o da bizim uyumumuza kapılacaktır. Her şey birbirini tamamlayarak, bütün kılacaktır.