Yaşadığımız tüm ilişkiler, kendimizle olan ilişkimize ışık tutan bir aynadır. Olgunlaştıkça, kendimizi daha çok tanımaya başladıkça, kurduğumuz ilişkiler de değişir. Ruhsal olarak nasıl bir olgunlukta olduğumuzu, kendimize nasıl değer verdiğimizi, ilişkilerimizde gözlemleyerek anlayabiliriz.

Kendimize yaptığımız haksızlıklar, adaletsizliklerle,

Kendimizi kandırdığımız konular, aldatılmalarla,

Kendimize verdiğimiz değer, aşk, güven, bereket ve mutlulukla bize döner.

Ruhumuz dünyaya geldiği andan itibaren dengelenmek üzere bir diğer yarısına özlem duyar. Kendi içinde dengeyi sağlamak için kendinde eksik olanı bulduğu kişilere çekilir. Ruhsal yolculuğumuzda karşımıza çıkan her insan, bizden bir parçadır. Onu anlamayı seçmek, suçlamak ve yargılamak yerine bizde neyi açığa çıkarttığını görmek, aslında kendimizi anlamaya ve tanımaya çalışmaktır.

Özümüze ulaşana dek, karmik ve zorlu ilişkilerden geçer, kendimizi ve bir ilişkideki ihtiyaçlarımızı öğreniriz. Ego bilincinden kalp bilincine yükseliriz. Böylece; zihinsel beklentiler, kalıplar, korkular, sahip olma isteği yerini sevginin kendiliğinden gelen güzelliklerine, akışa, koşulsuz sevgiye bırakır. Gerçek aşk, çabasız ve kendiliğindendir.

Kendimizin en güzel haline, en olgun bilince ulaşmak için duygularımızı yaşamayı, aşkla yanmayı, sevmeyi, kırılabilmeyi göze almak gerekir. Aşk; yalnızca cesur kalplerin, olgun ruhların taşıyabileceği ciddi bir sorumluluktur. Günlük ilişkilerde geçici tatminlerde olmak, kalbi kapatarak kendini yalnızlaştırmak, çocuk bilinçte kalanların işidir. Gerçek olgunluğa erişerek kendimizle tam ve bütün olduğumuzda, ruhumuza denk eşimizle buluşuruz.

Bir ilişkinin, bir işin, bir yerin size katacağı bir şey kalmadıysa ve önünüzde size çok daha iyi bir kapı açılmak üzereyse, hayat sizi o kapıya ilerletmek için bulunduğunuz yerde sert süreçler yaratır ve bunları şiddetlendirir. Ta ki gerçekten ait olduğunuz yeri bulana dek.

Ancak; bize öğreteceklerini tamamlamış, artık iyi gelmeyen ve acı çektiren ilişkilerde ısrar edersek, büyümeyi ve bizimle eş olacak kişiyle buluşmayı geciktiririz.


Dolunay; kendimizi değerli hissetmeye, sağlıklı ilişkiler kurmaya ve sürdürmeye engel olan düşünce kalıplarımızı aydınlatıyor. Çoktan bitmesi gereken ilişkilerde kadersel sonlanmalar yaşatıyor. 
İlişkilerimizde yaşadıklarımızın bizden kaynaklı sebeplerini görmeye davet ediyor. Birçok kişiyi de kendisini olduğu gibi görüp seven, anlayan, ruhuna denk olanla buluşturmaya hazırlıyor.

Bugünlerde geçmiş yaralarınızı ve hatıralarınızı daha fazla düşünebilir, ilişki kurmaya daha çok ihtiyaç duyabilirsiniz. Değerinizin anlaşılmadığını düşünebilirsiniz. Hak, hukuk, adalet konularında sonuçlanmalar yaşayabilirsiniz.

Hayat enerjimiz daha fazla ilgi görme ihtiyacı ile durağan olabilir, kendimizde ihmal ettiklerimizi bedenimizdeki sinyallerle ve rahatsızlıklarla anlayabiliriz. Bugünlerde, sizi mutlu eden şeyleri önceliğiniz yapın ve ihtiyaçlarınıza kulak verin.

Bu Dolunay ile verdiğimiz kararlar, Ekim ayındaki gündemimiz için belirleyici olacaktır. Başlayan ve biten ilişkiler 2,5 yıllık gündemimizi oluşturacaktır. Ve hayatımızda oluşmaya başlayan her konu, 20 Nisan Tutulması sonrası büyüyerek hız kazanacaktır.

Aşkla yapılan her şey, karşılığını sevgi, bereket, neşe ve güvenle verir. Toprağa ektiğimiz tohumu ancak sevgiyle ve emekle büyütürsek meyvelerini alabiliriz. İşimizi aşkla yaptığımızda, sevgimizi koşulsuz sunduğumuzda, ego, korku ve kaygılarla adım atmaktan geri durmadığımızda hayallerimizi yaşayabiliriz. Erilin gücü, adımları, netliği ve güveni; dişilin sakin doğasında sevgiye, mutluluğa, berekete dönüşerek can bulur. 

Erkeğin ilişkide net, eylemde, sorumluluk alan, güven veren adımları, kadında var olan sevgiyi ve güzellikleri açığa çıkartır. Erkeğin pasif, beklentili ve net olmayışı, emek verilmeyen bir tohum gibi kadının içindeki sevgiyi açığa çıkartamaz.

Kadının ilişkide sakin, alıcı, anlayışlı, destekleyen ve eyleme alan açan doğası; erkeğin huzurlu, yeterli, ait, güvende, sevgi ve şefkat dolu hissetmesine yol açar. Kadının sürekli adım atan, kızgın, öfkeli halleri erilin emek verme alanını kapatır ve korkutur.

Gerçek güç, bereket ve neşe; sevgiden gelir. Kadın ve erkek ilişkide dengeli olduğunda, ancak o zaman sağlıklı bir ilişki, sıcak, bereketli ve huzurlu bir yuva kurulabilir.

Size iyi gelen bir ruh ve sıcak bir kalp varsa hayatınızda, onu sarıp sarmalayın.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir