Merhaba yeryüzü sakinleri,
Girit Boğalarını bilir misiniz? Şimdiki gibi pasif değil; güçlü, heybetli, Boğa Çağı dönemi Boğalarını? O süreçten bu yana yeryüzünde neler değişti, doğamızda hangi dengeler bozuldu ise şimdi Boğalar ayaklarını yere sağlam vura vura, tozu dumana kata kata, dünyayı özüyle baştan kurmaya geliyor.
Öncelikle; yenilik ve özgürlük denilen bu dönemde insanoğlu esasen ne kadar gelişmediği ile yüzleşecek. Demokratik sandığımız yerlerle, özgür sandığımız yanlarımızla, gelişmiş sandığımız teknolojimizle ilgili ne kadar ilkel olduğumuzu fark edip, kısıtlanıp ardından uyanışa geçeceğiz.
28 Haziran 2020 tarihinden bu yana Mars, yani; içgüdülerimiz, mücadele etme şeklimiz, kendimizi ortaya koyma, sorumluluklar alma şeklimiz, hayat enerjimiz aynı minvalde ilerledi. Üstelik retro yaptığında dünya olarak tüm bunları değerlendirdik ve dürtülerimizi yapılandırdık. Bu sürece noktayı koyarken Mars bu yıl artık gündemimizin bambaşka olacağının sinyalini verdi. Ülkemizde ve Dünya’da isyanlar, ayaklanmaların ilk kıvılcımlarını ateşledi. Güneş her Vega yıldızına geldiğinde o yılın 6 aylık temaları ile ilgili kadersel süreci bize anlatır. Ve ABD’de isyan çıktığı gün tam o güne denk gelmektedir. Esas gündem ise önümüzdeki yıl Amerika içi ve dış dünyaya yaptırımları ile ilgili önümüzdeki yıl başlayacaktır.
2021 esasen 21 Aralık 2020 tarihinde başlamıştı. Oraya Satürn ve Jupiter 200 yıllık bir dönem için çentik attılar. Bu çentiği ilk olarak Mars tetiklediği için isyan ve çatışmaları görüyoruz.
Yaşamda kontrol edemediğimiz dürtümüz, kaderimiz olur. İnsanoğlu içgüdüsel olarak hayatta kalmaya programlanmıştır. Bunu bazılarımız para kazanma dürtüsü ile, bazılarımız savunduğu ideolojilerle yapar. Çocukluktan beri hepimize kurallar, kaideler konarak, sınırlandırılarak dürtülerimizi kontrol etmek öğretilmiştir. Bu anlamda sağlıksız kurallarla yetişen çocuklar ilerde sorumluluk almaktan yoksun olurlar ve onları yönetecek bir liderin peşinden gitmeyi seçerler. Onların adına birisi karar versin ve sorumluluk alsın isterler.
Şimdi dürtülerimiz 4 Mart tarihine kadar dünya olarak; huzur, güvenlik, 5 duyu organımızı besleme, nefsi doyurma, istikrar, sağlam adımlar atma, monoton bir süreç, beslenme, maddi kazançlar, somut değişimler üzerine olacak. Ancak büyük gezegen enerjileri (Satürn ve Jupiter) etkisinde kalan dürtüler tıpkı çocukluğumuzdaki gibi terbiye edilecek. Nefsine hakim olamayanlar bu süreçte epey zorlanabilir. Aşırılıklarımız törpülenecek ve sağlam sandığımız, hep öyle gider zannettiğimiz fakat artık yeni dünyaya hizmet etmeyen, toplum için bir anlam ifade etmeyen her şey kalıcı olarak büyük yıkıma uğrayacak.
Jupiter etkisi ile; din, eğitim, uzak yollar, fanatizm konuları sadece kıvılcım işaretçileri. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Ekonomi, toprak, üretim, dünyevi değerler, yapılar, inşaat sektörü, devlet kurumları, piyasalar değişecektir. Bu değişimler elbette uzun yılları kapsayacaktır ancak ilk sancıları atlattıktan sonra, bilhassa 2025’te daha kolay akacaktır.
Bu yıl liderlerin daha çok ön planda olduğu ve köklü, radikal kararlar aldığı bir gündemi izliyor olacağız. Ancak bunlar 2022’de yaşayacağımız tutulmaların sadece ve sadece fragmanı. 2022’de yaşanacak tutulmalar ile esas kadersel büyük dönüşüme hazırlanıyoruz. Şimdi tüm iyiliğimize olacak değişimler için sorumluluk almayı, adım atmayı, eril olmayı, mücadele etmeyi, yenilik ve özgürlük için bireysel ve toplumsal olarak çaba harcamayı deneyimleyeceğiz.
Değişim ve yenilik adına yaşanacak bu kaoslar ise 2022 yılında daha sabit bir düzene oturacaktır.
Astrolojide gösterge olarak potansiyel süreçlerden bahsedilebilir. Bu süreçte topraksal değişim süreci yeryüzünde depremleri de tetikleyebilir. Ekonomik ve doğa anlamında sarsılıp kendimize geleceğimiz bir süreçten bahsedilebilir.
İlişkilerde ise eriller geçtiğimiz yıl adım atmayı, insiyatif almayı, dişiller alıcı olabilmeyi, doğru iletişim ile kendilerini ifade etmeyi deneyimlediler. Eriller şimdi çabalarının somut mükafatlarını aşk ve iş anlamında almaya başlayacaklar. Maddi anlamda güvenliklerini sağlayarak hem iş hem ilişkilerinde önlerini görebilmeye başlayacaklar. Dengeyi ise 13 Temmuzda yaşayacakları kavuşumda bulabilecekler.
Venüs’ün de aynı gün toprak enerjisinde ilerlemeye başlaması evrenden bize önemli bir işaret. İlişkilerde; çıkarcı olan, geçici birliktelikler kuran, araya mesafe girince tükenen sevgilerin gerçekliği ortaya çıkacaktır. Sağlam, saygı dolu, kalıcı, olgun birliktelikler kurulmaya başlanacaktır. Bu durum esasen 2020’nin deneyim alanlarının ilişkiler açısından son basamağı. Öğrendiklerimizi uyguladığımız bu süreçte kendimizi ve çevremizi acımasızca eleştirmekten kaçınmalı ve öz değer duygumuzu güçlendirmeyi seçmeliyiz.
Dünya’da ise; maddi güç, ayrımcılık, baskı, kurallar, materyalizm adına son bir deneyim daha yaşayarak, bu konularla alakalı süreci 19 Aralık 2020’den sonra iyice geride bırakacağız.
Önümüzdeki Şubat ayında binlerce yıldır olmamış ve belki yıllar boyu da olmayacak, göksel anlamda 6 gezegen Kova enerjisinde ilerleyecek ve 2. Rönesans işte buradan sonra başlayacak.