Herkese merhabalar,
Sizlere 9 Şubat 2020 tarihinde meydana gelecek olan Süper Dolunay enerjisinden bahsetmek istiyorum. 10 Ocak tutulmasını tetikleyen bu Dolunay’da Ay dünyamıza çok yakın ve Mars deklinasyon açısını aşmış durumda. Bu nedenle etkilerini 14 gün boyunca çok güçlü deneyimleyeceğiz. En çok; Aslan, Kova, Akrep ve Boğa burçları bu etkileri hissedeceklerdir. Sanat, spor, yaratıcılık faaliyetleri, borsa, güzellik, gösteriş, lüks, sahne, cesaret enerjisi ön planda olacaktır.

Hayat, Ocak ayında yavaş aktı. Bizleri Oğlak semboliği olan ‘korku’ ve ‘zaman’ kavramlarıyla yüzleştirdi. Ölüm’ü hatırlattı ve anın ne kadar önemli olduğunu. Şimdi hayat bize soruyor; gerçekte ne istiyorsun ve bu isteklerin için kendine ne katabilirsin? Nasıl bir yeryüzünde yaşamak isterdin? Senin hayalinin, isteklerinin frekansı diğerlerininkiyle birleşerek topluma katkı olsun. 

2020 felaketler yılı değil, dönüşüm yılı. Hayat, esasen iki yıldır bizlere nereye ait olduğumuzu, kalbimizi, sevgiyle beslenmeyi, aile ve köklerimizi, özümüzü hatırlatmaya çalışıyor. Dolunay Aslan enerjisinde gerçekleşiyor. Fakat öncesinde Yengeç enerjisindeki tutulmalardan geçtik. Önce sevilmeyi, aidiyeti, köklerimizi hatırladık. Şimdi ise özümüze dönüyor, sevmeyi deneyimliyoruz. Dünya da bizimle beraber özüne dönmeye, aşırılıklarını törpülemeye çalışıyor. Hayat, ait olduğumuz yerin sorumluluğunu almamızı istiyor.

Ay; duygularımızdır, Dolunay ise dişil tarafımızda bir tamamlanış sürecidir. Güneş rahat edemediği enerjide bu nedenle bu dönemde duygularımız ve sezgilerimiz daha güçlü tarafta. Çoğumuz geçmişte yaptığı, yapamadığı şeyleri düşünüyor, içinde öfke ve kırgınlık besliyor ve ilerleyemiyor çünkü geçmişte kızgınlık veya pişmanlık, gelecekte ise korku var. Ancak ‘an’ o kadar önemli ki, sizler geçmişi affedip bıraktığınızda yerini hızla başka güzellikler dolduracaktır. Benliğimizi kutlamak, eskiyi geride bırakmak, bizi aşağı çekenleri bırakmak, kendimizi ve yaşamı daha çok sevmek, yenilenmek Dolunay’ın ışığını yaşamımıza çekecek, ruhsal doyumu sağlayacağız. 

Kalbimizi ne kadar kapattığımızı anımsıyoruz; kırgınlığa ve kızgınlığa kapatırken aynı zamanda sevgi ve şefkate de. En çok da kendimize. Duygular kinetiktir ve sürekli evrilir. Seni seven bir ailen yoksa sen kendine yuva oldun mu? Seni seven arkadaşların, sevgilin yoksa sen kendine en iyi arkadaş mısın? dönüp oraya bak. İçindeki çocukla en son ne zaman konuştun? En son ne zaman onun kendi olmasına ve yaratıcılığını ortaya çıkarmasına izin verdin? Şimdi kalbinin sesini dinleme vakti.

Bu dolunay sürecinde duygusal ihtiyacımız bir Aslan gibi olmak olacaktır. Benim Güneş burcum yani sizin tabirinizle burcum Aslan. Ve ne garip eşzamanlılıktır ki, en son katıldığım akademimizin astroloji toplantısında Aslan olmakla alakalı deneyimlerden konuşmuştuk. Benim önceden sahnede olma korkum vardı, hayat sahnesinde. Çünkü Şiron’u yani bam teli de Aslan olan bir Aslan’dım ben. Ancak yaşam korkularımızı önümüze sunar. Hayat beni bulunduğum ortamda, tiyatroda, dansta hatta bu videolar ile hep sahneye itti. Ve bu bana hep şifa verdi. Çünkü Aslan’ın yani Güneş’in her zaman parlaması, çevresini ısıtması, görünmesi gerekir. O, sabit bir ateştir. Kumsalda yanan ateş gibi insanları çevresine toplar ve insanlar onun etrafında onun sıcaklığıyla sohbet ederler. Ben mesela bunu bilgimle, yani astroloji ile yapıyorum.

Bu dolunay sürecinde işte tam da bu şekilde hepimizin ihtiyacı, kendi hayat sahnemizde parlamak olacaktır. Yeteneklerimizi ortaya çıkartmak, insanları çevremize toplamak. Ancak, gerçekten parlamak için beğeni kaygısı gütmeden bunu yapmalıyız. Aksi takdirde bir şeyler isteğimiz gibi olmadığında şımarıkça ve her şey ters gidiyormuşçasına düşünüp, bir çocuk gibi hayata küsebiliriz. Oysa bu dolunayın duygusal ihtiyacı, içimizdeki çocuğun hayata karşı o umutlu ve yaşama sevinci dolu halini ortaya koymaktır. Kendimize dönecek, kendimizle olacağız. Kendi krallığımızı kuracak, kendimizi sevmeyi öğreneceğiz. Ne yapıyorsak; hakkını vere vere, gösterişli, farklı ve görünür şekilde yapacağız.

Dolunay evresinde Grand Trine dediğimiz Büyük Ateş Üçgeni mevcut. Liderlik, gelişim, girişim, öncülük enerjisi kendiliğinden akıyor yaşamlarımızda. Enerji rahat aktığı için neyi seçtiğimiz önemli; dürtü kontrolü, sevgi, benlik, özünü açığa çıkartmak ve hayallerin için adım atmak mı? Yoksa kibir, güç savaşları ve bencillik mi?

Ve bundan böyle neyi nasıl istediğini bilen ruhumuz, kendine hayatındakilerin ne kattığından emin olacak. Benliğini beslemeyen, onun kendisi olmasını engelleyen ne varsa yaşamından çıkartacaktır. Yeteneklerimizi parlatacak olan kişisel gelişim seminerleri, kitaplar, geziler, eğitimler ne varsa katılacağız. Ufkumuzu genişletmek için harekete geçeceğiz. Aynı zamanda ruh eşleri buluşmaları ve eşlerimiz, iş ortaklarımızla alakalı kadersel deneyimler yaşayacağız.

Toplumda ise; ünlülerle ilgili gündemler, ödül törenleri, şovlar ve hatta ölümler yaşanabilir. Gösteriş, kutlama ve eğlenceler, sanat ve spor gündem olabilir. Corono Virüs’ü ne yazık ki iyice yaygınlaşabilir ancak önlemler de aynı hızda artacaktır. Artan Domuz Gribi vakaları, pnömani ve Corona ile ilgili ilaç sektöründe yeni önlemler alınabilir. Dünya liderlerinin epey gündemde olacağı bu dönemde Trump’ın yeni olaylarla gündem oluşu, sözel saldırıları, bir konuyu nihayete erdirmek için yaptığı fevri davranışlar ve kritik bir süreç söz konusu. Hatta aklanma süreci ve konuşma yaparken Nancy polesinin yaptığı davranış da dolunay teması ile ilgili.

Toplumun zengin kesimi, önemli iş adamları, borsa, çocuklar ve sanatçılar epey konuşulacaktır. Önceki videomda bahsettiğim gibi, internetle ilgili problemli bir süreç yaşandı, siber saldırılar oldu. Yine bu dönemde de internet ve teknoloji gündemimizde olacaktır. Ayrıca, hava alanları da gündemimize gelebilir. Yaşanan Pegasus olayı da bu dolunay ile ilgilidir. Toplum olarak bir olmayı vurgulayan Yeniay, bunu bize depremlerle yaşatmıştı. Yine 9, 15 ve 25 Şubat tarihleri kritik olarak görünüyor. 

Sağlıkta ise; saç kestirmek, boyatmak, imaj değişimleri yapmak için çok uygundur. Çocuk sahibi olmak isteyenlere destek enerjisi sunacaktır. Ayrıca kalp hastalıkları, mide rahatsızlıkları, dolaşım bozuklukları, sırt ve kas ağrıları, tansiyon hastalıklarına karşı tedbirli olmalıyız. Kendimizi ve kalbimizi fazla yormamalıyız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir