TETİKLEDİ BENİ AYDAKİ GÜNEŞ, YÜKSELDİ İÇİMDEKİ ORMANLAR KRALI!
Tam 152 yıl önce gerçekleşen göksel bir olay, yeniden meydana gelmeye hazırlanıyor. 31 Ocak 2018, İstanbul saati ile 16.27’de Mavi- Kanlı- Süper Ay tutulması Aslan burcunda meydana geliyor. Adının görkemiyle 6 ay bizleri bekliyor.
AY;
Bir ayda görülen 2. Dolunay olması sebebiyle; MAVİ,
Dünyaya yakınlığı ile; SÜPER,
Tam Ay tutulması olduğundan Güneş ışınlarının Ay’ı kıpkırmızı çevrelemesi sebebiyle KANLI!
Gökyüzüne Baktığımızda;
- Ay, Aslan Burcu’nda (11 derece) ve Kuzey Ay Düğümü ile kavuşumda. (2. Ev)
- Güneş, Kova Burcu’nda (11 derece) ve Güney Ay Düğümü ile kavuşumda. (8. Ev)
- Anın yükseleni Yengeç, Castor Sabit Yıldızı ile kavuşumda.
- Plüto, yükselene karşıt. Güney Ay Düğümü yükselene 150 derece.
Tutulma 2- 8 aksında. Maddi konular ön planda. Tutulma Ay tutulması olduğundan ötürü, kadın ve çocuklar ile ilgili konular da oldukça gündemde olacak. Milli duygular yaşanacak olaylarla içimizden dolup taşacak.
Dolunay, sonlanma demektir. Yeniaydaki başlangıçlar için bitişlere hazır olalım. Tutulmanın etkisi her birimiz için özel. Hepimiz biriciğiz. Doğduğumuzdaki gökyüzü konumu ile birinin dünyaya yeniden gelmesi için 8 milyon yıl gerekir. 1 dk uzay- zamanda yaklaşık 40 km demektir. Haritamızdaki olumlu- olumsuz açılara bakarak 2018 yılının her tutulmada tetiklenecek kadersel olaylarını bu tutulmada gözlemleyebiliriz.
Yeryüzüne Baktığımızda;
‘Ben’ bilincini bırak, ‘Biz’ ol!
Aslan, tüm heybetiyle benliğimizi sarıyor! Kudreti atmosferde yankılanıyor. Sahip olduğumuz ne varsa onları korumak adına içimizdeki uysal kedi pençelerini çıkartmaya hazırlanıyor.
Görkemli, cesur, gururlu, sahip olduğu tüm değerlere sadık Aslan; yeryüzünü koklayarak değerlerine el uzatmaya çalışan herkese kükreyecek. Savaş boyalarını boyayarak, bugüne kadar içine attığımız ne varsa ortaya cesurca dökeceğiz. Aramızda kendini kafeste hisseden, haksızlığa uğrayan, içindeki ışığın sömürüldüğünü hisseden kim varsa, başı dimdik Ay’dan güç alacak. Maddi, manevi tüm haklarımızı korumak zorunda kalacağımız bir dönemdeyiz.
Artık gri yok. Gücün alevi bizleri çağırıyor. Ateşe yürümeli miyiz?
Ormandaki herkes şimdi birer tehdide dönüştü sanki. Kükremeden önce, sakince düşünmeliyiz. Ateş elementinin hakim olduğu Ay’da, içimizdeki Su’yu dinleyerek sakinleşmeli, yapacağımız hareketlerin, söyleyeceğimiz kelimelerin sonunu düşünmeliyiz. Elimizden her şeyimiz akıp giderken, suçu kendimizde veya başkasında bulmak yerine, sebeplerini en ince detayına kadar öğrenmeliyiz.
Hayatta her şey kazanmak veya kaybetmek değildir. Zirveye giden yolda keskin kayalarla paramparça olmamak adına, hırs ve inat yerine huzuru tercih etmek bazen daha doğrudur. Gözlerimizi karartıp kazanmaya koşarken, kaybedeceklerimizden sonra pişman olmamak için dönüp aynaya bakalım. Bu gerçekten ben miyim? Gittiğim yolun sonu beni mutlu edecek mi, yoksa ulaştığımda vazgeçeceğim bir hülyaya doğru mu koşuyorum?
Zarafet mi önemli yoksa hazlar mı? Güçlü görünmek için komik durumlara düşmeyelim. Bizi zayıf konumlara düşürenlere de boyun eğmeyelim. Çünkü evren dengeyi sever.
En parlak değil, daima etrafına ışık saçan ol!
Oğuzhan Ceyhan Astroloji Akademisi
Karma ve Spiritüel Astroloji