Balık Burcu
Burçlar birer enerji, birer arketiptir. Yeryüzü sahnesindeki temsili enerjiler, temalardır. Hepimiz tüm burç enerjilerini az veya çok doğum haritamızda taşırız, hepimiz bir zaman kalitesinde eşsiz ruhlarla doğarız ve Güneş burçlarımızdan ibaret değiliz. O nedenle her Koç’u, her Boğa’yı aynı kişiymişçesine değerlendiremeyiz. Yeryüzünde 12 tip insan yoktur.
Balık, zodyağın son burcudur. Madde ve mana burada bütünlenir, yaratılışın son döngüsüdür.
Sembolündeki çift balık işareti, kuyruklarından bağlı iki balığın farklı yönlere yüzme isteği ile ilgilidir. Zıtlıkların birliği böyle temsil edilir. Hepimizin aynı suyun içinde olduğumuzu fark ederek birlik oluşturma ile ilgilidir. Madde, ruh, gerçek ve hayaller burada dengelenmelidir.
Bir rivayete göre bir gün Olimposta Typhon gözlerinden ateşler saçarak herkese saldırır. Tanrı ve tanrıçalar hayvan şekline bürünerek ondan kaçmaya çalışırlar. Aphrodite ve oğlu Eros kaçarken Fırat nehrine kendini bırakır ve balık şeklini alırlar. Birbirlerinden kopmamak için kuyrukları ile bağlanırlar.
Balık, bir karmaşa olduğunda büyük bir ilahi teslimiyetle kendini akışa bırakır. Anne ve çocuğun kuyruklarının bağlanması ise, Balık burcunun bağımlılık yönlerine bir vurgudur. Anne rahminden kopmak istemeyen çocuk dünyamızı anlatır.
Balık, içinde kendisini bir üst varlığa, bir inanca, bir hayale adamak ister. İçindeki bu boşluğu dolduramazsa, insanlara ya da alkole, uykuya, maddelere, internet gibi alanlara bağımlı olabilir. Kendisini tamamen başkalarına teslim eder ve adar. Kendinden, ihtiyaçlarından ve hayattan böylece kaçar.
Burası zodyağın son durağı olduğu için benlik bilinci burada bütünlüğe ulaşmış ve ego kaybolmuştur. Eğer kişi sınırlarını bilmez ve belirleyemezse çok fazla suiistimal edilebilir. Bunu çocuk yaşlardan itibaren sağlayamazsa belirsiz bir kimlik oluşabilir. Herkesi bir gibi kabul ederek hayatının merkezine sürekli başkalarını koyabilir ve kendisinden uzaklaşabilir. Bu da ilişkilerinde kurban veya kurtarıcı rollerine girmesi ile sonuçlanır.
Zaten aşk tanrıçası Aphrodite (Venüs) , deniz köpüklerinden doğmuştur ve Balık burcunda yücelir. Burada beşeri sevginin, ilahi aşka ulaşması, sınırsız ve koşulsuzca sevmek söz konusudur. Kişi; gerçek, büyülü, romantik ve ruhsal bağlarla bağlı bir aşk yaşayabilir ve aşk yoluyla ilahi aşkı hissedebilir. Ancak balığın gölgelerine düşerse, hayatı boyunca peri masalı gibi bir aşk arayabilir. Aşkın hayallerinden farklı gerçekliğini görmemek adına ulaşamayacağı kişilere çekilebilir. Aşkın sorumluluğunu almamak adına veya idealleri sebebiyle bir ömür o büyülü aşkı arayarak yalnız kalabilir ya da sevdiği kişiyi olduğu gibi görmeyi reddederek, onu hayalindeki kalıpta görmek isteyebilir. Beklentiler ise, hayal kırıklıklarına açılan kapıdır.
Balık çağında Hristiyanlık, Budizm gibi inançlar doğmuştur. Hristiyanlığın sembolü olan Ichytys balık sembolüdür. Çarmıha gerilerek kurban edilme ve üst varlığa ulaşma isteği burada anlatılır. Jung, İsaya aynı zamanda kurtarıcı der. Çünkü Roma’nın ruhsal bağımsızlığını kazanmasına vesile olmuştur.
Eski Mısırda bulunan Nil nehri, Balık dolunaylarında dolup taşarmış. Su, her şeyi temizler ancak yatağından dolup taştığı için karmaşaya da sebep olurmuş. Balık enerjisi arınma ve tamamlanma enerjisidir. Aynı zamanda da sınırsızdır. Balık tüm duygu ve hayallerini sınırsızca yaşamak ister. Sanılanın aksine çok duygusal değildir. Yalnızca yaşadığı her şeyi çok yoğun deneyimlemektedir. Hayalleri olmadığında depresyona girebilir. Her zaman ulaşılacak bir hayalinin olması onu hayata bağlar.
Medikal astrolojide; vücudumuzdaki sıvılar, ayaklarımız, bilinçaltı problemlerimiz ile ilgilidir.
Tarotta Balık burcu kartı ‘AY’dır. Bilinçaltı sembolleri olan Ay, Gece ve Su enerjisi burada tasvir edilmiştir. Kişi kendi korkuları, duyguları ve kaygılarının içerisinde, bir suda saklanmaktadır. Oysa kendisi ile yüzleşerek dış dünyaya adım atabilirse, korkacak bir şey olmadığını görecektir. Kaçış ne kadar konforlu gelse de, onu dibe çekebilir. İçgüdüleri ve sezgileri ise ona yol gösterebilir. Kişi korkularının kaynağına inerse, dönüşerek dengeli ve güçlenmiş halde yolunda ilerleyebilecektir.
Bilinçaltı enerjimizi temsil eden Balık; ruhsal, sezgisel, yardımsever, mistik ve şifacıdır. Teslimiyet, fedakarlık, ilham, yaratıcılık, maneviyat, affedicilik, adanma ve birliktir. Gölge yönüyle; dağılma, kaçış, aldanma, aşırılık, tembellik ve ruhsal problemlerle ilgilidir. Balık enerjisi bir bütünlüğe ulaşabilirse orada gerçekten bir bilgelik vardır. Bu hayatta koşulsuzca ve sınırsızca seven ve her şeyin bir olduğunu bilen onlardır.