EKİNOKSUN SABİAN SEMBOLÜ; ” DOĞU GÖĞÜNDEKİ ŞAFAĞIN IŞILTISI ”
Denge kurmak, arınmak veya yenilenmekten bahsedildiğinde, hep çok önemli şeylerden vazgeçmemiz gerekiyormuş hissine kapılır, var olana daha fazla tutunmaya çalışırız. Oysa dengelenmek, vazgeçmek değildir. Tıpkı bitişlerin de ölümün de bir vazgeçiş olmadığı gibi.
Vazgeçmek; ölmek değil yaşamayı ertelemektir. Dengesizliklere rağmen durmakta, kaybolmakta ısrar etmektir. Ekinoks zamanları gün ve gece, aydınlık ve karanlık eşitlenir. İlkbahar mevsiminde bir hevesle başlattığınız konular, emek emek büyüttüğünüz tohumlar artık ağaç olmuştur. O ağaç bugüne kadar ışıkla beslenmiş, fırtınalara karşı koymuş, çiçekler açmış ama belki artık yorulmuştur.
Siz, yaprakları dökmeyi vazgeçmek sanırsınız. Oysa bazen o yaprakları eteklerimize dökmek, köklerimizi tecrübelerimizle beslemek gerekir. Esas vazgeçiş; yaprakları dökmemek, yeni çiçeklere inanmamaktır.
Şimdi hayatlarımızda bir hasat zamanındayız. Aydınlık ve karanlık dengelenirken, geçirdiğimiz fırtınaların köklerimizi nasıl da sağlamlaştırdığını yeni görüyoruz. Gölgelerimizin içinde bazen belirsiz ve boğuluyor gibi hissetmiş olsak da, artık teslim olma zamanı kışa.
25 Eylül Terazi Yeniay’ı ile yaşamlarımızda yepyeni bir döngüye başlıyoruz. Daha önce fark etmediklerimizi görerek, prangalarımızı kırarak, korkusuzca anlatarak, ne istediğimizi bilerek, özgürleşerek. En çok da egolarımızı kırıp, kendimizi bir diğerinin aynasında görmeye izin vererek. Çünkü karşılaştığımız her suret, kurduğumuz her ilişki, bizi bize anlatır. Dinlemeye gönüllü değilsek kaçar, bir başkasının aynasında yine kendimize yakalanırız. Ta ki, orada kendimizi anlayana, özümüzü bulana dek. İşte o zaman bizi tam olarak anlatan aynayla buluşur, bir oluruz.
Artık karanlık dağılıyor ve ufukta yeniyi müjdeleyen gün ışığını görüyoruz. Gün ışığını görene dek çok yol katettiniz, çok şeyi anlayarak karanlığın içinden geçtiniz. Şimdi, Şubat ayında retrolar bitene ve Jüpiter’in bizi canlandıracak güçlü enerjisine dek; dinlenme, planlar yapma, tazelenme zamanı. Yolda durup biraz nefes alarak, hızlı ilerleyecek yeni bir yolculuğa hazırlanıyoruz.
Bu süreçte sembolün belirttiği gibi en güzel ritüel, gün doğarken kalkıp meditasyon yapmak ve niyetlerde bulunmak olacaktır. Unutmayın, ancak inanırsanız içinizdeki çiçeklerin yeşermesine izin verebilirsiniz.
Yükselmekte olan şafağın ışıltısına güvenin.