”16 Aralık 1959 – 10 Haziran 1961
6 Temmuz 1978 – 12 Ocak 1980
26 Ocak 1997 – 20 Ekim 1998
12 Kasım 2015 – 9 Mayıs 2017”


Merhabalar,
Hepimizin doğum haritası tıpkı parmak izimiz gibi kendimize özeldir. Hepimizin bu hayatta belli hayat rolleri vardır. Ay düğümleri ise bu hayat rolleri ile ruhumuzun hangi alanda evrimleştiğinin ipuçlarıdır. Doğduğumuz anda ruhumuz güney ay düğümümüzü bilir, buna isterseniz atalarımızdan gelen karmik depo diyebilirsiniz, şayet reankarnasyon inancınız var ise 7 – 9 yaşam arası yaşadıklarımızın ortak deposu diyebilirsiniz. Sonuç olarak ruh, güney ay düğümünü bilir ve 28 yaşına kadar oradan desteğini alır. ancak 28 yaşından sonra işler kızışmaya başlar, artık kuzey ay düğümüne yani 33 yaşımıza, var olma sebebimize yaklaşıyoruzdur. Kuzey ay düğümüne gidemezsek hayat sınavları sertleşmeye başlar. 33 olmasının sebebi ise 33’ün evrende yeniden doğuş manası olmasıdır. O yaşımızda 10 yaş almış gibi hissederiz. Düşünsenize, güneş her 33 yılda bir aynı noktadan doğuyor, yani 33. doğum gününüzde güneş doğduğunuz günkü konumundan doğuyor olacaktır.

Kuzey ay düğümü ile ruhumuz hangi deneyimleri yaşayarak olgunlaşacak bunu görürüz. Hepimiz kendimize özel olan haritamızda bu noktaya belli alanlarda gideriz, ben de sizlere genel temadan bahsedeceğim.

Kuzey ay düğümü Başak burcunda iken o enerjiye doğru gider ve Balık burcundan sıyrılırız. Fakat güney ay düğümünün de olumlu özellikleri ile ilerleriz.

Ruhunuz maddeden manaya açılan kapıda manayı tanıyor fakat madde ile iletişim kurmakta zorlanıyor. Ruhsal boyutu iyi biliyor ve tanıyorsunuz o nedenle kişisel egoya sahip değilsiniz, içinizde birlik bilinci mevcut. Evrenin olağan akışına bıraktığınız ruhunuz, karmada veya küçük yaşlarda bu rehavet ile yanlış seçimler yapmış ve yanlış kişilere destek olmuş, hayatınız kaos enerjisine dönmüş olabilir. Salt sevgiye, hayallerinize, insanlara inandığınız için kendinizden oldukça fedakarlık etmişsinizdir ve yaşadığınız hayal kırıklıklarının bilinçaltınızda açtığı derin yaralarda hapsolmuş gibisiniz. Karmanızdan bu süreci taşımaktasınız. Karmaşadan korkan ruhunuz, insanlardan da uzaklaşarak gerçeklerden kaçma eğilimine bürünür. Günlük hayattan; çok fazla uyuyarak, inzivada kalarak, bazı bağımlılıklar ile kaçmak isteyebilirsiniz. 

Günlük koşuşturmalardan uzaksınızdır, ruhunuzda bohem bir sanatçı, mistik kodlar gizlidir. Günlük koşuşturmalara girmek endişe ve takıntı getirebilir. Ancak depresyon ve endişelerden uzaklaşmanız, kaybetme ve kaos duygusuna çok fazla kapılmamanız gereklidir.

Bu yaşamınızda kurban bilincine bürünmek sizi geriye çekecek olan en önemli duygudur. Bilinçaltınızda, kendinizi yeterince mağdur, hasta, yorgun ve ihtiyaç sahibi göstermezseniz başkalarının sizin iyi halinizden yararlanmak isteyeceği vardır. Fakat ayağa kalkmak ve kaosa düzen getirmek zorundasınızdır. Siz gündelik yaşamdan, hizmet duygusundan, detaylardan, düzenden kaçtıkça ruhsal yaşamınız çıkmaza girecektir. Ve kendinize sürekli size ihtiyaç duyan, sizi sömürmek isteyen insanları çekersiniz, o nedenle hayır demeyi öğrenmeniz elzemdir.

Zaten içinizde askeri bir disipline sahipsiniz. Ruhsal kodlarınızda, belki de atalarınızda; askeriye, hastane, hapishane, rahibelik gibi disiplinli yaşam ve saat rutini saklı. Aynı zamanda sezgisel zekaya, büyük bir empati duygusuna ve şifa yeteneğine de sahipsiniz. Bunu, hizmet duygusu ile birleştirerek tıp alanına yönelebilirsiniz.

Sizi ileriye taşıyacak en önemli şey; hayatınızı düzene sokmaktır. Günlük hayat rutininizi, sağlığınızı, beslenme şeklinizi, egzersiz düzeninizi, hijyen anlayışınızı düzenlemeli ve zararlı alışkanlıklardan, uzun uykulardan, inzivadan ve her duygunun aşırısından kaçınmalısınız. Çevrenizi de kendinizi de düzene sokarsınız. Bir evcil hayvana sahip olmak da size çok iyi gelecektir.

Diğer önemli olansa iletişimdir. Mutlaka kendinizi bilgi konusunda geliştirmeli, bilgiyi aktarmalı, araştırmalar yapmalı ve yaşamınızdaki tüm detaylara dikkat etmelisiniz. Bütünden parçaya doğru yol almalısınız.

Kapalı alanda yıllarca kalıp, gün ışığı ile ilk kez buluşmuş gibi hisseden ruhunuz yeryüzünü ve insanlığı tanımaya çalışıyor. Pusulasız, öylece kaybolup gitmemek için egonuzu korumalı, önce kendinize yardım etmeli, sonra kendinden emin, dakik, kendini seven bir şekilde gündelik yaşama karışmalısınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir