”20 Ağustos 1967 – 19 Nisan 1969
7 Nisan 1986 – 2 Aralık 1987
26 Aralık 2004 – 21 Haziran 2006,,

Hepimizin doğum haritası tıpkı parmak izimiz gibi kendimize özeldir. Hepimizin bu hayatta belli hayat rolleri vardır. Ay düğümleri ise bu hayat rolleri ile ruhumuzun hangi alanda evrimleştiğinin ipuçlarıdır. Doğduğumuz anda ruhumuz güney ay düğümümüzü bilir, buna isterseniz atalarımızdan gelen karmik depo diyebilirsiniz, şayet reankarnasyon inancınız var ise 7 – 9 yaşam arası yaşadıklarımızın ortak deposu diyebilirsiniz. Sonuç olarak ruh, güney ay düğümünü bilir ve 28 yaşına kadar oradan desteğini alır. ancak 28 yaşından sonra işler kızışmaya başlar, artık kuzey ay düğümüne yani 33 yaşımıza, var olma sebebimize yaklaşıyoruzdur. Kuzey ay düğümüne gidemezsek hayat sınavları sertleşmeye başlar. 33 olmasının sebebi ise 33’ün evrende yeniden doğuş manası olmasıdır. O yaşımızda 10 yaş almış gibi hissederiz. Düşünsenize, güneş her 33 yılda bir aynı noktadan doğuyor, yani 33. doğum gününüzde güneş doğduğunuz günkü konumundan doğuyor olacaktır.

Kuzey ay düğümü ile ruhumuz hangi deneyimleri yaşayarak olgunlaşacak bunu görürüz. Hepimiz kendimize özel olan haritamızda bu noktaya belli alanlarda gideriz, ben de sizlere genel temadan bahsedeceğim.

Kuzey ay düğümü koç burcunda iken o enerjiye doğru gider ve terazi temalarından sıyrılırız. Ruhunuz doğduğunuzda fedakarlık yapmayı, destek olmayı bilir, hayır demeyi bilmez. Kendi ihtiyaçlarınızı geri plana atıp bunun takdir görmesini bekler ve bunun doğru olduğunu düşünürsünüz. Çünkü tüm güzel huylarınız ve davranışlarınız diğerlerini mutlu etmek ve uyum için var gibidir. Fakat kaçırdığınız nokta, siz esas kendi istekleriniz için yaşadığınız zaman insanlar sizi destekleyecektir.

İnce ve feminen ruhlusunuzdur. Bilinçaltınızda ise ilişkilerden kaçma eğilimi olabilir, sürekli mükemmel ilişkiyi arasanız da sizi bütünleyecek olan tek şey yalnızca sizsinizdir o nedenle önce kendinizi keşfetmeniz gereklidir.

Yaşamınızda öğrenmeniz gereken şey, kimliğinizi bulmaktır. Hatta ilginçtir ki biraz bencil olmaktır. Bu bencillik kendi kendine yetme şeklinde tezahür edecektir çünkü evren dengeyi sever ve güney ay düğümümüzden asla tamamen kopamayız. Birey olmayı öğrenmeniz gereken bir alana doğru ilerliyorsunuz. Venüsten, marsa yani savaşçı gezegene doğru ilerlerken hayat sizin hayatınızdaki eril figürleri pasif bırakabilir, sizden alabilir, hayat sizden kendiniz olabilmek için savaşmanızı ve daha eril enerjiye sahip olmanızı istiyordur.

Bu hayatta sizi geriye çekecek alanlar; partnerinizle hatta tüm insan ilişkilerinizde benliğinizi kaybedercesine fedakarlık etmek, sevilmek adına başkası gibi davranmak, bulunduğunuz ortamda uyumlu olmak adına gerçek kimliğinizi geri plana itmek, çatışmalardan kaçınmak için alttan alma eğilimi, yalnız kalma korkusu, adalet takıntısı, dış görünüşünüzün beğenilmeme korkusu, başkalarını her alanda desteklerken kendinizi desteklememek, verdiği karardan başkalarının düşünceleri yüzünden vazgeçmek.

Tüm bunlardan sıyrılıp sizi ileri taşıyacak alana yöneldiğinizde hayatın sizi desteklediğini, ruhsal doyumu hissettiğinizi fark edeceksiniz. Bu alanlar ise; öncü olmak, lider olmak, birilerinin bir şeyi başlatmasını beklemeden ve dışlanmaktan korkmadan kendi isteklerini ortaya koyabilmek, kendinizi mutlu eden rutinler belirlemek kendinize zaman ayırmak, örneğin spor yapmak – meditasyon yapmak, kendini keşfetmek ve beslemek.

Kendinizi bulmak adına yaşadığınız mücadele neticesinde içsel sevgiyi hissedecek ve çevrenizden de destek bulabileceksiniz. Savaşçı kişiliğiniz size sağlam bir karakter ve özgür bir ruh verecektir. Kendinize güvenin ve kendiniz olmaya cesaret edin.

Sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir