Yanarak, donarak, kaskatı kesilerek, çözülerek… Belirsizlik havuzunda yüzerek, hep aynı döngüye dönerek, damarlarından kanın buz gibi aktığını hissederek, hevesin kesilerek… Yaşadığın her şeyde kendinle yeniden tanışarak… En sonunda bir kum tanesinden bir inciye dönüşerek…

Çalkantılı sulardan geçtiğimiz Eylül ayını geride bırakıyor, okyanus boyunca güvenli ve sevgi dolu bir gemide, daha sakin sulara ilahi bir şekilde yönlendiriliyoruz. Şafağın ışıkları yavaş yavaş derin suları aydınlatırken, kimimiz parlıyor, kimimiz dibe çekiliyoruz. Bu yolculukta kıyıya inanmayan ve balçık olarak kalmakta ısrar edenden, mücevherinizi koruyun. Gittiğiniz yerde Güneşin daha parlak olduğuna güvenin. Akıntıya sürüklenen, yeniden parlayamaz.

Şimdi, yeniden doğuşun zamanı.

Gökyüzünde hala 5 gezegen retro iken, hayatlarımızın değişeceği kadersel tutulmalara doğru…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir