”Aradığın şey o kitaplarda değil, aradığın şeyi okuyarak bulamazsın. Sende eksik olan şeyi gözlerinle tamamlayamazsın. Aradığın şeyi dünyada arayacaksın, Aradığın şeyi yüreğinle bulacaksın. Dünyadaki tüm kitaplar, tüm hesaplar, akıl oyunları, sayfalarca laflar sevginin yerini tutmaz. Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.”
Ruhun en güzel rehberi, yaşadıklarına dair hissettikleridir. İnsan zihniyle seçim yapar, kalbiyle öğrenir. Dünyadaki tüm güzellikler, mutluluklar, şans ve bereket; yalnızca sevgi dolu ruhlara akar. Gerçek zenginlik; güce sahip olana değil, aşkla çarpan kalbe akar.
27 Ocak tarihinde başlayacağımız yepyeni döngü; bizi aşkla yeniden buluşmaya hazırlıyor. Hak ettiğimiz güzellikleri, kendimize duyduğumuz ve hayata sunduğumuz sevgiyi, inandığımız mucizeleri, hayallerimizi yolumuza getiriyor.
Sevgi asla kaybolmaz, birine sunduğunuz duygular bambaşka yerden sizi mutlaka bulur. Kalbiniz aşkla çarparken, birine karşı sevgi hissederken, kendinizdeki güzellikleri ve yenilenen ışığınızı gözlemleyin. Güzel duygular besleyebilmenin değerini önce siz bilin ki, yolunuz değerinizi görenlerle kesişsin.
Gerçekten ruhumuzu besleyen, ait olduğumuz, gerçek bağlarla bağlı olduğumuz yerde; oldurma çabası, taktik, çatışma, agresyon, zorlanmalara yer yoktur. Eksik veya fazla hissettirmez. Ruh gerçek sevgiyle buluştuğunda; sakin, yalın ayak ve hafiftir. Kendiliğindendir. Kendini ispat etme, sahip olma çabası egoya aittir.
Bir başkasından gelecek aşka, sevgiye ve onaya ihtiyaç duymak, birinin varlığına bağımlı olmak, ihtiyaçlarını bize duyurmaya çalışan çocuk kalbimizin istekleridir. Başkasında bulamadıklarında mızmızlanır, öfke dolar, yargılar. Kendine sunmadığını, başkasından aldığını da anlayamaz.
Beklentileri ile verdikleriyle kurban, sevilme arzusu ile çabaladıklarıyla kurtarıcıdır. Aşkla bir olanlar, beklentilerinden arınarak boşluklarını doldurmayı başaranlardır.