VENÜS –
MARS KARESİ (16 – 19 EYLÜL)

DUDAKTAN
KALBE

Sevgi; onu yaşayacak kadar yüce kalplerin,

Aşk; aşk ateşiyle yanarak, kendini yeniden bulmayı
göze alabilenlerin mucizesidir.

Gerçek sevgiyle buluşana dek, neyi istediğimizi ve istemediğimizi
anlatanlardan geçer yolumuz.

Tüm kırgınlıklar, acılar, sevginin gerçek güzelliği
ile karşılaştığımızda onu fark etmemiz içindir.

Ve dönüşümlerden geçen kalbimiz, zihnimize kalkanlar
öğretir.

Zihnimizin oluşturduğu kalıplar ve aldığımız kararlarla
sevgiyi de en doğru şekilde yaşayacağımızı sanarız.

Oysa sevgi; kalıplara sığmayan, özgürleştiren, onu içinden
geldiği gibi yaşayanlar içindir.

Mühim olan en doğrusunu yaşamak değil, onu yaşamaktır.

Sevebildiğin için şükürde olmaktır.

Neyi nasıl yaşamamız gerektiğini söyleyip duran akıl,
planlar ve taktiklerle doludur.

Üstelik haddini aşarak, karşısındakinin de nasıl
olması gerektiğini anlatır durur.

Sözcüklerine içinden geçen karşılığı bekler,

Davranışlarına içinden gelen adımı görmek ister.

Hayat, hayallerinden bile güzel olanı getirse de,

İçinden geçeni duyamamanın küskünlüğüyle, kapanır
kalp.

Zihinle sevenin kulakları sağır, gözleri kör, aklı
beklentilerle doludur.

Hayallerinden güzel olana dahi göremez,

Hayal kırıklıklarını doğurur.

Aklımız; karşımızdakini değiştirmek, kendimize
benzetmek, 

Ancak zihnimizdeki kişiye dönüştüğünde, ondan razı
olmak ister.

Koşullu sever.

Gördüğünü değil, kafasındakini sevdiği için sahtedir.

Karşımızdakinin bizden farklı biri olduğunu idrak
ettiğimizde,

Onu olduğu gibi görmeye, anlamaya, yaşamaya
çalıştığımızda,

Sevgisinin göstermesini beklediğimizden dahi güzel
olduğunu görürüz.

İşte o zaman kalıplarımızı yıkar, aşka doğru en sahici
adımlarımızı atabiliriz.

Kalpten seven kişi, sevdiğinin her halinden razı,

Her daim sevgisini hesapsız sunan,

Karşılıksız, cesur, delice, tutkulu bağlanan, 

Geçmişin korkularını değil, bugünün güzelliklerini
yaşayandır.

Koşulsuz ve gerçektir.

Merkür Retrosu ve içinde bulunduğumuz Dolunay
süreci, 

Gerçek bağlar kurmak için ihtiyacımız olanı gözler
önüne seriyor.

Sorunlar, iyileşerek ve çözülerek ilerlemek üzere
açığa çıkıyor.

Onlardan kaçmak yerine yüzleşmenin, kalpte buluşmanın
yolunu açıyor.

Venüs – Mars karesini yaşadığımız bugünlerde; öfkeyle
değil tatlı dille konuşmalı, empati yapmalı, hataların farkına varmalı,
karşılıklı savaşçılar değil, bir olmak üzere buluşan ruhlar olduğumuzu
hatırlamalıyız. Doğal akışı suçlamalar, analizler, kalıplarla bozmamalıyız.
Kırılan kalpler, büyük karmalar yaratarak karşımıza Kasım ayıyla beraber zorlu
sınavlar çıkartacaktır. Yapıcı olmak, kopan bağlar varsa dahi bunu saygıyla
yapmak, orta yolu bulmak önem kazanıyor.

Eriller bugünlerde; kendilerini Kasım ayıyla
başlayacak dönüşüm sürecine hazırlıyorlar.

Bu geçiş onlara; korkularla yaşamamayı, net olmayı,
sorumluluk almayı, kaçmak yerine yüzleşmeyi, adım atabilmeyi, alıcı değil
verici olduklarını hatırlatıyor. 

İçsel olarak yetersiz hissettikleri konuları,
aldıkları sevgi ve destek dahi açığa çıkartabilir. Güzelliklerin karşısında bir
şey verememek, onları daha da yetersizliğe sürükleyecek, aldıklarında da
inkarda olacaklardır. Adım attıkça ise, güçlerinin farkında olacaklardır.

Sözcüklerin arkasında durabilmek, onları incelikle
kullanabilmek, savaşarak yıkmak yerine, sevişerek konuşmak, değer ve kıymet
bilmek, hayatın kısa olduğunu hatırlayarak cesurca ilerlemek gündemlerinde
olacaktır. 

Dişiller bugünlerde; gerçeklerle deneyim kazanıyorlar.

Neşe, istek ve oldurma çabalarıyla görmezden
geldikleri, sustukları, hasır altı ettikleriyle yüzleşiyorlar. Öz değerlerinin,
emeklerinin, görülmeyen adımlarının farkına vararak kendilerine dönüyorlar.
Kime geleceklerinde güvenebileceklerini izliyorlar. Gerçekten değer gören ve
güvende hissedenler ise içlerindeki aşkı güvenle ortaya çıkartıyorlar.

Bugünlerden itibaren, deneyimlerine uyananlar için
dengeler yeniden sağlanırken,

Gerçek aşklar; yepyeni kararlarla ve sözlerle kalpte
kavuşacaklar,

Yolu tamamlanmış olanlar ise kendi yollarında daha
kararlı adımlar atacaklar.

Siz hangi yola çıkacaksınız?

“Şunu da bir iyi belle: Benim
için çok mühim olan, sana aşık olmak veya aşık olmadığımı bağırıp yırtınmak
değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir. Anladın mı canım?”
― 
Ahmed Arif

Sevgilerimle,

İnci Gücen

Altair Astroloji

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir